hayatcemresi
1.57K subscribers
155 photos
40 videos
42 links
Download Telegram
YAĞMUR GETİREN TEVBE

Rivayet edildiğinde göre Musa (aleyhisselam) döneminde İsrail oğullarından Allah’a asi olan, kırk senedir günahları terk etmemiş bir adam vardı.
O dönem içerisinde bir zamanda yağmur kesilmiş, bunun üzerine Musa (aleyhisselam) ve İsrail oğulları yağmur isteme namazı kılmak için Allah’ın huzurunda durmuşlar, ancak yağmur yağmamıştı. Musa (aleyhisselam) Allah Teala’ya bu durumdan sorunca Allah O’na şöyle dedi:

“Aranızda kırk seneden beri bana isyan eden bir kul bulunuyorken asla yağmur yağmayacaktır. O’nun günahı sebebiyle yağmurdan mahrum edildiniz.”

Musa (aleyhisselam):
“Peki ne yapalım” diye sorunca Allah Teala şöyle dedi:
“Onu aranızdan çıkarın. Şayet aranızdan çıkarsa yağmur yağar.”

Bunun üzerine Musa (aleyhisselam) kavmine şöyle seslendi:
“Ey İsrailoğulları! Aramızda Allah’a kırk seneden beri isyan eden bir adam var. Onun günahı sebebiyle yağmur yağmamaktadır ve o adam çıkıncaya kadar da yağmayacaktır.”

Bu sözleri duyan adam ileriye çıkmadı ve içinden şöyle dedi:
“Rabbim! Şimdi ben insanların arasına çıktığım zaman kusurumu ortaya çıkarıp kendimi rezil etmiş olacağım. Ama çıkmayıp insanlar arasında kalırsam da susuzluktan öleceğiz. Rabbim! Önümde sana tevbe etmek ve senden bağışlanma dilemekten başka bir seçenek yok. Beni bağışla ve beni gizle.”

Bunun ardından yağmur yağmaya başladı. Musa (aleyhisselam):
“Rabbim! Aramızdan hiç kimse çıkmadığı halde yağmur yağdı!?” dedi. Allah da O’na şöyle dedi:
“Kırk sene bana isyanda bulunmuş kulumun tevbe etmesine sevindiğim için yağmur yağdı.”
Musa (aleyhisselam):
“Rabbim! Bana o adamı göster de ben de onun sebebiyle sevineyim” deyince Allah Teala O’na şöyle söyledi:
“Ey Musa! Adam bana kırk senedir isyan ediyor ve ben onun günahlarını gizliyorum. Şimdi bana tevbe ettiği gün mü onu açığa çıkarayım!?”

Şimdi bir düşünelim: Ne kadar günah işledik ve işliyoruz da Rabbimiz günahlarımızı başkalarından gizliyor! Ve ne günahlar işliyoruz da hayırlardan mahrum kalıyoruz! O’na ne kadar isyanda bulunuyoruz da O bize yine de mühlet veriyor!

O halde Allah’ın bize olan bu rahmeti ve şefkatine karşılık bizde bir an önce günahlarımızdan tevbe edelim ve günahlarımızı insanlardan gizlediği için O’na şükredelim. Ona itaatte gayretli olup O'nu razı edebilmeyi kendimize dert edinelim. Bunu ulaşılması gereken en büyük hedef olarak belirleyelim.

Rabbim! Senin yüceliğini, üzerimizdeki rahmetininin büyüklüğünü bilmekte ve günahlardan sakınarak rızanı kazanmakta bizleri muvaffak kıl amin.

@hayatcemresi

___
Twitter 👉 @hayatcemresi1
•~━━━➳༻✿✿༺➳━━━~•
Belaya/Musibete Ugramiş Birini Gorenin Yapacagi Dua

Allah tealâ bizleri sayısız nimetlerle donatmıştır. Tevhid nimeti, iman, ibadet nimeti, sağlık afiyet nimeti ve bildiğimiz veya bilmediğimiz bir çok hastalık bela musibetlerden korunmuş olma nimeti...

Ancak bunların hep bizde kalacağına dair bir garantimiz yok. Bunların devamlı olması için her zaman şükürde olmalı duayı eksik etmemeliyiz.

Bizler bir çok hastalık ve afetten selamette iken niceleri bunlara mübtela olmuştur. Bunlardan bizleri koruduğu için de Rabbimize özellikle şükredeceğimz bir dua var. Her gün ve gece musibet ve hastalıklara sakatlıklara düçar olmuş insanlar görürüz işte bunları görünce Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bizlere yapmamız gereken bir dua öğretmiştir. Aleyhisselâtu vesselam şöyle buyurmuştur:

“Her kim, belaya uğramış birisini gördüğü zaman;


🍃 اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِي عاَفاَنيِ مِمَّا ابْتَلاَكَ بِهِ وَفَضَّلَنيِ عَلىَ

كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقَ تَفْضِيلاً


🍃 'Sana verdigi beladan beni afiyette kılan ve yarattıklarından çogu uzerine tercih ederek beni ustun kılan Allah'a hamdolsun.' derse, o bela kendisine ulaşmaz. Yaşadığı müddetçe o bela ona isabet etmez, ondan kurtulmuş olur."
{Tirmizi, (5/494) Elbani (rahimehullah) bu hadisin, bir eserinde sahih, başka bir eserinde ise hasen olduğuna hükmetmiştir.}

“Her kim, belaya uğramış birisini gördüğü zaman’’ cümlesindeki bela/musibet genel olup buna din ile alâkalı belalar da girer (günah işlemek, küfre girmek gibi), bedenle veya malla veya çocukla v.s. ilgili belalar da dahildir.

Mesela bir felçli gördük veya sakat veya aklını yitirmiş veya depremde evi yıkılmış sele uğramış vs. Hemen bu duayı okumak bizi inşallah bu gördüğümüz hastalık veya felaket ve sıkıntılardan bir ömür selamette kılacaktır.

Yine mesela daha önce dininde çok hassas olan birisinin hassasiyetini kaybettiğini harama düştüğünü gördüğümüzde, önceden kapalı olan bir hanımın tesettürünü bıraktığını gördüğümüzde veya haber aldığımızda veya faizle ev, araba alan bir müslümanı veya namazlarını aksatan veya terkeden vs. birini gördüğümüzde de bu dua okunur.

Tabi bu duayı sadece görmekle kayıtlamamalıyız. Aynı şekilde birinin belaya uğradığını duyduğumuz zaman da bu duayı söyleyebiliriz.

İmam Nevevi (radiyallahu anh) bu duaya dair bir hususa dikkat çeker. Şöyle der:
"Alimlerimiz derler ki:
'Kişi bu duayı kendisi duyacak kadar gizli söylemeli ki, belada olan bunu duyup kalbi kırılmasın. Ancak kişinin başına gelen bu felaket onun dini hakkında ise ve bu duayı işitmesinde herhangi bir zarar olmayacaksa (içinde bulunduğu durumu terkedip dönmesi kastıyla) o zaman ona duyurabilir. Allahu alem.' "
Bu duayı öğrenip gerekli yerlerde okumayı ihmal etmeyelim İnşallah.

Rabbim bizleri bu duanın kendisine edildiklerinden değil, her türlü bela ve hastalıklardan selamette olup buna şükür için okuyan kullarından kılsın amin.

@hayatcemresi

_

İnstagram 👉 @hayatcemresi_
•~━━━➳༻✿✿༺➳━━━~•
•~━━━➳༻✿✿༺➳━━━~•
MEZARDAKİ DEV YILAN

Fazilet sahiplerinden birisi anlatıyor:

"Bir gün bir davet için Ürdün'e yolculuğa çıkmıştık. Cuma namazını ez-Zerka şehrinin mescidlerinden birinde kılmıştık. Beraberimizde bir ilim talebesi ile Kuveyt'li bir alim vardı. Biz mescitte oturuyorduk. İnsanlar dağılmıştı.

O sırada mescidin kapısından bir topluluk anormal bir şekilde içeri girdi.
"Şeyh nerede? Şeyh nerede?" diye bağırıyorlardı. Kuveytli şeyhe geldiler ve ona;
"Ey şeyh! Yanımızda bulunan bir genç başına gelen bir hadiseyle bu sabah vefat etti. Onun kabrini kazdık ve içine onu koyarken kabirde aniden büyük bir yılan çıktı. Bu yüzden genci kabre koyamadık. Bilemiyoruz ne yapalım?

"Şeyh kalktı ve biz de onunla birlikte mezarlığa gittik. Kabre baktığımızda büyük bir yılanın, başı ve kuyruğu dışarıda kıvrılmış halde durduğunu, gözleriyle insanlara baktığını gördük.
Şeyh dedi ki; "Ona başka bir yer kazın. "O kabirden yaklaşık iki yüz metre uzakta başka bir yere gittik ve kazdık.Yılan tekrar karşımıza çıktı.

Şeyh ; "İlk kabre gidip bakın" dedi.Gidip baktık ki, yılan yeri delip ordan bu ikinci kabre gitmişti. 
Şeyh dedi ki; "Üç dört tane daha kabir kazsak bu yılan yine çıkacaktır. O yılanı oradan çıkaramazsak başka yolu yok. "Onu çıkarabilmek için demir şişlerle kabrin kenarına oturduk. İnsanlar ona bakıyorlardı. İnsanlar korkup panik yapmaya başladılar. Öyle ki içlerinden biri bayıldı. Onu ambulansla götürdüler. Güvenlik görevlileri alimlerle ölü yakınları dışındaki insanları kabre yaklaştırmıyorlardı.

Cenaze getirildi ve kabre koyuldu. O sırada yılan büyük bir hamle ile kabrin dibinden toz kopardı. Kabrin içindekiler şiddetle korkup kaçtılar. Yılan ölünün üzerine dürülerek ayaklarından başına kadar onu parçaladı. Onun kemiklerinin kırılırken çıkardığı pırasa demetinin kırılması gibi sesleri işitiyorduk.

Toz bulutu kaybolup durum sakinleşince, bakmak için kabre girdik. Yılanın yaptıkları karşısında hiçbir şey yapamadık.

Şeyh; "Onu gömün dedi ve onu defnettik. Sonra babasına gidip genç yaşta ölen oğlunun durumunu sorduk.
Dedi ki;
"Hoştu, itaatkârdı ama namaz kılmazdı.

"Kötü sonuçtan Allah'a sığınırız...

Allah için Ey kardeşim!
Bu feci hadise, namazı terkedenlere, bu çirkin işe son verip Allah'a yönelmeleri
için bir ibret olmalidır.

Ecelin eli onları koparıp almadan önce
ve nefse şöyle denilmeden
önce buna son verilmelidirler;
"Kişinin:
"Allah'a karşı aşırı gitmemden ötürü bana yazıklar olsun. Gerçekten ben alaya
alanlardandım" diyeceği günden veya,

"Allah beni doğru yola eriştirseydi sakınanlardan olurdum"'diyeceği,

yahut azabı gördüğünde:
"Keşke benim için dönüş imkanı bulunsa da iyilerden olsam" diyeceği günden sakının."
(Zumer suresi 56-58).

Buna yeterli cevap şöyle geliyor;
"Ey insanoğlu! Evet; ayetlerim sana gelmişti
de onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkarcılardan olmuştun."
(Zumer suresi 59)
____
Yukaridaki hadise, Ölüm
Sekeratı ve Şiddeti isimli
kitabın, "Asrımızdan kötü son
örnekleri" bölümünde anlatılan
yaşanmiş olaylardan alıntıdır.
.
Selahaddin Mahmud
•~━━━➳༻✿✿༺➳━━━~•
•~━━━➳༻✿✿༺➳━━━~•
RECEB AYI ve BU AYA AİT ZAYIF veya UYDURMA RİVAYETLER

Üç aylar olarak bilinen ve 3.ayı, ayların en faziletlisi mübarek Ramazan olan aylar Receb ayı ile başlıyor.

Receb ayı haram aylardan olması hasebi ile haram olmayan diğer aylardan daha çok ihtimam gösterilmesi gereken bir aydır.

Çünkü haram aylar, kendisinde işlenen sevap ve günahların diğer aylardaki sevap ve günahlardan daha büyük olduğu aylardır.
Bu sebeple bu ayda haramlardan kaçınmaya daha bir dikkat ederken farzlara daha itina göstermelidir.

Receb ayı Ramazana manen hazırlık için de bir başlangıç mesabesindedir. Ebubekir El-Belhi şöyle demiştir:
"Receb ayı ekim ayıdır, Şaban ayı tohumu sulama ayıdır, Ramazan ayı ise ekini devşirme ayıdır."

Seleften biri der ki:
"Receb ayı rüzgar, Şaban ayı bulut ve Ramazan ayı ise yağmur gibidir. Kim Receb'te ekmez, Şaban'da sulamazsa Ramazan'da hasat etmeyi nasıl ister?"

Receb ayında nafile oruç tutulabilir bu artırılabilir daha faziletlidir. Ancak bu fazilet Recebin kendisinden dolayı değil, haram ay oluşundan kaynaklanmaktadır. Aynı fazilet diğer haram aylar Zil Ka’de, Zil Hicce ve Muharrem ayları için de geçerli olup sadece Receb ayına mahsus bir fazilet değildir. Bu ay haram aylardan olduğu için bu ayda çokça oruç ve diğer salih amellerde bulunmak müstehabtır.

Şunu özellikle belirtelim: Receb ayına ait, ona özel hiç bir ibadet namaz, oruç, zikir, dua vb.yoktur. Bu ayın haram ay olması dışında diğer aylara karşı bir üstünlüğü söz konusu değildir. Bunun aksini söyleyenlerin sahih hiçbir delilleri yoktur. Bunlara itibar edip dediklerini yapmak bidattır. Bidatçı sevap kazandığını zannederken delalete düşmüş, ateşe düşmüş kimsedir.

RECEB AYINA DAİR YALAN ve UYDURMA RİVAYETLER

İbn Hacer el-Askalânî (rahimehullah): 
“Receb ayının fazileti, orucu, bu aydan belli bir günde oruç tutmak ve bu aydaki özel bir geceyi kıyamla geçirmek hakkında delil olmaya elverişli hiçbir sahih hadis gelmemiştir...” demiştir.
(Tebyînu’l-Aceb bimâ Verede fî Şehri Receb, sy: 23) 
Yine İbn Hacer, Receb ayı hakkında gelen rivayetlerin kiminin zayıf, kiminin ise uydurma olduğunu belirtmiştir.

Receb ayının ilk on gününün de özel bir fazileti yoktur, o sebeple Receb'in ilk 10 günü diye, daha faziletli olduğuna inanarak bu niyetle ibadet yapmak bidattır. Bu ayın bütün günlerinde yapılan salih ameller aynı değerdedir

Bu ayın faziletine dair öne sürülen;
"Receb Allah’ın ayıdır. Şaban benim ayımdır. Ramazan ümmetimin ayıdır.”
(Deylemi, Beyhaki; Şuabu’l-İman)
Hadisi için
Hafız El-İrâki ve Münâvi ‘’çok zayıf’’ demişlerdir.
İbnul Cevzi, İbn Hacer El-Askalâni, Şevkâni, Zehebi, İbn Kayyim (rahimehumullah) ise bu hadisin ‘’uydurma’’ olduğuna hükmetmişlerdir.

Diğer bir uydurma hadiste şudur:
"Şu beş gecede yapılan dua reddedilmez: [Perşembeyi Cumaya bağlayan] Cuma gecesi,
Receb ayının ilk gecesi,
Şaban ayının ortasındaki [Berat] gece[si] ve iki bayram [öncesindeki arefe] gecesi."
(Abdurrezzak, Musannef, IV, 317 (7927 no'lu rivayet)
Elbani bu hadisin uydurma olduğunu söylemiştir.

İbn Teymiyye (rahimehullah):
“Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’den Receb ayının fazileti hakknda bir hadis sabit olmamıştır. Bilakis bu konuda Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’den rivayet edilen hadislerin geneli yalandır.”
(İktidâu’s-Sırâti’l-Mustakîm, sy:301)

İbnu’l-Kayyim (rahimehullah):
“İçinde Receb orucu veya Receb'in bazı gecelerinde namaz geçen bütün hadisler yalan ve iftiradır.” (Menâru’l-Munîf, sy:96)

Nevevî (rahimehullah): “Regâib namazı diye bilinen namaz -ki bu namaz 12 rek’attır, Receb’in ilk Cuma gecesinde akşam ile yatsı arasında kılınır, bu namaz bid’attır, çirkin bir bid’at ve münkerdir"
(el-Mecmû’, 3/548

İbn Receb el
Hanbelî(rahimehullah)
“Receb orucunun fazileti hakkında ne Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’den ne de ashabından herhangi bir şey sahih olmuştur. Receb ayında bu aya özel belli bir namaz yoktur. Receb ayının ilk Cuma gecesindeki Regaib namazı hakkında rivayet edilmiş olan hadisler yalandır, batıldır, sahih değildir.” demiştir.
(Letâifu’l-Meârif, sy:228)
Bu aylarda çok söylenen:
"Allah'ım! Receb ve Şabanı hakkımızda mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." şeklinde bilinen bu rivayet de zayıftır.

Ancak bunun Nebi aleyhisselam'dan sabit bir dua olduğuna inanmadan ve "Rasulullah şöyle demiştir" gibi kesin bir ifadeyle
O'na nisbet etmeden böyle dua etmekte bir beis yoktur.

Rabbim her amelimizi ihlas ve sünnet üzere yapmayı bizlere nasip etsin ve bizi bunda
muvaffak kılsın. Salih amellerimizi bizden kabul buyursun Bizleri bu hal üzere de Ramazana ulaştırsın
Allahumme amin

@hayatcemresi
__

Instagram 👉 @hayatcemresi_
•~━━━➳༻✿✿༺➳━━━~•
•~━━━➳༻✿✿༺➳━━━~•